Tecrübeyle Çarpılmak

Türkçeyi Kur’an alfabesi üzerinden okumayı unuttuğumuzdan beridir gaza meydanlarından firar edenlerin yazıyla çektikleri numaraları, karar etti olarak alkışlama eğilimindeyiz. Bir noktayla değiştirilen yalanın tahribatı her geçen gün biraz daha büyüyor. Yalanın büyüğü de dil üzerinden işlerliğini yürütüyor. Bayındırlık meskenini işgal…

Neden Niçin Niye

Neden, niçin, niye? Gündelik hayatımızda yeri ve önemine dikkat etmeksizin sıkça kullandığımız bu üç soru, muhatabından aynı sonucu mu ister? Sonuç aynıysa, aynı şeyin üç farklı şekilde seslendirilmesini laf kalabalığından başka neye yorabiliriz o halde? Ya da Türkçe dediğimiz dil…

Pansuman

Pansuman- Yavuz Altınışık Çok geç sayılmaz vakit Seni sırtımda da saklarım Eritilmiş naylonun hışmına inat Çiçekten çiğdemden ipekten Yara kabuklarında paklarım. Burası dünya Biraz hayret et Dönüp biraz baksana Bunca iş güç arasında Israrla hepsi birbirine benziyor Bunca kasıntılı yüz…

Yazı İle Üflenen Büyü

Yazı ile büyü arasındaki irtibatın sağlamlığı dolayısıyla, insanın ne okuduğuna dikkat etmesi gerekir. Çünkü harf aynı zamanda tahrif edendir. Eski İngilizcedeki “grimoire” kelimesinin karşılığı büyü kitabı olup gramer ile aynı kökten gelir. Grammar; yani dilbilgisi! Yazı, bir yanıyla kaderdir. Yazgı dediğimiz…

Scarface: Şiddetin Görünmez Aşırılığı

“Ne bakıyorsunuz? Hepiniz zavallısınız. Niye biliyor musunuz? Çünkü olmak istediğiniz kişi olabilmek için yürek yok hiçbirinizde. Benim gibi insanlara ihtiyacınız var. Böylece parmakla işaret edip “işte bu kötü bir adam” diyebiliyorsunuz. “İşte kendini tanrı zanneden kötü bir adam.” Peki, böyle…

Dinlenirken Neyi Dinleriz?

Can kulağıyla dinleriz de işitmeyi neyle yaparız? İşit’mek dediğimizde ses ile kulağın eşit’lenmesini mi kast ederiz? Can kulağı nedir, dinlemek neye karşılık gelir? İşitmek, dinlemek ya da duymak aynı anlamın kapısına mı götürür bizi? Lügat bize duymak kelimesinin geçişli bir fiil olduğunu…

Hayat Var

Gerek görsel kalitedeki çıtasının yüksekliği gerekse anlatım olanaklarının klasik çizginin dışına çıkarılması bakımından doksanlı yıllar Türk sineması için başlangıçlar dönemidir. Özellikle belli başlı yönetmenlerin önemli katkı sunduğu bir irtifa kaydeder sinemamız bu yıllarda. İlk sıçrama Yavuz Turgul’un Eşkıya’sıyla gerçekleşir. Eşkıya…

Tanrı Öldü de İnsan Yaşıyor Mu?

“O, yeryüzünde iş başına geçti mi orada fesâd çıkarmaya, ekini ve zürriyeti kökünden kurutmaya koşar. Allah fesâdı sevmez.” (Bakara Suresi -205. Ayet) Sanayi devriminden bu yana insan, ekonomi politiğin şekillendirdiği bir aygıt olarak sosyal bilimlerin kadavrasına dönüştürüldü. Bir üretim aracı…