Yaz Bunları

Yaz bunları! Bir vardı da, bir yoktu. Evvelin ahiri tokatladığı, suya gidenin susuz bırakılıp dolandırıldığı zamanlardı. Beşik kertmelerinde mahcup masal taşları asılırdı, bilmezdik. Annelerin bağdaş kurup, dut ağacı altında, çay içip gönenirken iştahla, komşularının etini özene bezene çiğnediği asırlardı. Babaların…

Kemal Tahir – Esir Şehrin İnsanları’ndan

  Esir Şehrin İnsanları’nda çöküntü devrinin portrelerini çizer Kemal Tahir Bey. Namuslular ve namussuzlar olarak ikiye ayırır bütün tiplemeleri. Bir de yılgınlıktan arada kalmışlar vardır ki en hazini onların hikâyesidir. İşte Kemal Tahir kaleminden esirlikten kurtulmuş bir yedek subayın sarsıcı…

Tecrübeyle Çarpılmak

Türkçeyi Kur’an alfabesi üzerinden okumayı unuttuğumuzdan beridir gaza meydanlarından firar edenlerin yazıyla çektikleri numaraları, karar etti olarak alkışlama eğilimindeyiz. Bir noktayla değiştirilen yalanın tahribatı her geçen gün biraz daha büyüyor. Yalanın büyüğü de dil üzerinden işlerliğini yürütüyor. Bayındırlık meskenini işgal…

Dinlenirken Neyi Dinleriz?

Can kulağıyla dinleriz de işitmeyi neyle yaparız? İşit’mek dediğimizde ses ile kulağın eşit’lenmesini mi kast ederiz? Can kulağı nedir, dinlemek neye karşılık gelir? İşitmek, dinlemek ya da duymak aynı anlamın kapısına mı götürür bizi? Lügat bize duymak kelimesinin geçişli bir fiil olduğunu…

Tanrı Öldü de İnsan Yaşıyor Mu?

“O, yeryüzünde iş başına geçti mi orada fesâd çıkarmaya, ekini ve zürriyeti kökünden kurutmaya koşar. Allah fesâdı sevmez.” (Bakara Suresi -205. Ayet) Sanayi devriminden bu yana insan, ekonomi politiğin şekillendirdiği bir aygıt olarak sosyal bilimlerin kadavrasına dönüştürüldü. Bir üretim aracı…

Liberalliğin Kökenine Dair

II. Kartaca Savaşı sonrası Roma’da yaşanan kriz dinsel hayatında değişimine neden olmuştu. M.Ö. 496’da son Etrüsk kralının sürülmesinden ve Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Aventinus tepesinin eteğinde yeni bir üçlü tanrı grubu oluşturuldu. Ceres, Liber ve Libera adıyla ortaya çıkan bu tanrı…

İstanbul’da Bir Gökyüzü

Sabahtır. Utangaç numarasıyla arsız bir bombardıman gibidir şimdi o bildiğin gökyüzü. Loş lacivertidir kainatın, kaldırımlara hayat hakkını tanıyan ilke. Şehre uzaktan gelmişlerin pantolonlarında sırıtkan bir ütüsüzlük. Eğreti lisanlarıyla kırpılmıştır yorgunluğu oğlanların. Kızların dudağında akşamdan kalma bir heves. Görünür, çarpar, kavurur…

Eksik Yüz Tirendleri İçin Karşılama

Çılgınız ya, artık ne gerek var delirmeye? Başımızı yalaklara daldıralım ki, genişleyiversin biraz daha karnımız. Ne var, yeri geldiğinde yarık gibi yaşamayı da bilmeli insan! Çılgınlığına hız vermekten kendini biran olsun alıkoyma zahmetini göze alamayan bir topluluğun üyesiyiz artık, merhaba!…

Naylonlaşmak

“Hâlbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta / Her şey naylondandı o kadar” diyordu Turgut Uyar Geyikli Gece şiirinde. Geyikli Gece, modern kent olgusuyla henüz tanışmış taşralı bilincin ümit şırıngasıydı. Üç ev görse şehir sanan, üç güvercinle Meksika’yı anımsayan kalabalıkların küçük…