Başarının elli tonu adlı bir yazı yazsam muhtemelen sıkılırsınız. Kısa keserek toparlamaya çalışmak en iyisi.
Yaptığınız işin başarıya ulaşmasını mı istiyorsunuz? Evvela “başarı” denen şeyi kafanızdan silip atın. İşe başlamadan önce sizinle röportaj yapacakların listesini hazırlayın. Arkanızdan methiye düzecek şairlerle aranızın iyi olmasına özellikle dikkat edin. Birkaç medyatik isimle aranızı iyi tutun ki sağda solda reklamınız yürüsün. Köşe yazarlarından müteşekkil bir whatsapp grubuna dahil olmak en akıllıcasıdır.
Edebi kanonun sinirlerini gerecek söylemlerden özellikle uzak durun. Birkaç entelin aklını çelerseniz bu iş tamamdır. Olurda size karşı ileri geri konuşanlar çıkarsa onları muhatap almak gibi bir yanlışa sakın ola düşmeyin. Kanonun alt kademelerinde gönüllü tetikçilik yapacak tayfadan sağlam bir ekiple diyalogda olun. Onlarla da asla yüz göz olmayın. İşi havale edin, gerisi onlara kalsın.
Yapıcı olun. Mümkünse sağa sola mavi boncuk dağıtın, merak etmeyin zülüfleriniz dökülmez. Siyasi söylemlerden, ideolojik kalıplardan mümkün mertebe kaçının. Ortacı olun. Makas isteyene makas, kumaş isteyene kumaş yetiştirin. Endişelenmeyin, bu yorgunluğunuz az zamanda sizi makinist koltuğuna buyur edecektir.
Kariyerinizi uzun vadeli düşünüyorsanız evleneceğiniz kişiyi seçmede bile incelikli olmanız gerekiyor. Sanat, siyaset, ticaret üçlüsü etrafında öreceğiniz ağ, doğuştan av olanları kolaylıkla tabağınıza düşürecektir. Seçiminizin Levantenlerden olması ise çakır keyfinizi harlatmaya yetecektir.
Munis olun, naylondan da olsa olur. Muktedir bir dil kullanmamaya dikkat edin, zira bunun faydalı olduğu görülmemiştir. Ara sıra mağdur olun, yok yok en iyisi her durumda mağdur olun. Bazen de gadre uğramışların yanında bulunun. Bu duruşunuz, şansınızı ballı olma efsanesi ile daha büyülü kılacaktır.
Çok zaman “loser” takılın. Tutunamayan falan olun. Unutmayın ki ezik bir bohemin acıklı görüntüsü parlak ruganlarıyla etrafta koşanlardan her daim yeğdir. Vitrininizde yüz hatları derinlikli, cool, tecrübeli mistik fiyakasında bir fotoğraf bulundurun. merak etmeyin; masanın gerisinde çevireceğiniz popülizm, yandan çarklılığınıza halel getirmeyecektir.
Her dönemin adamı olun. Sofuyla sofu olun, liberalle liberal. Ayağınızı konjonktüre göre uzatın. Sakal tıraşınızdan, kılık kıyafetinize kadar hemen her şeyi bu prensip üzerine şekillendirin. Sabit durmanın, tutarlı olmanın ya da bir fikri sabitede ısrar etmenin canı cehenneme, onlar kavga için vardır. Siz daha çok barış çubuğu tadında yaşayın.
Ay da en az üç kez medeniyet demeyi ihmal etmeyin. Kültür, irfan, hakikat gibi kavramları saçma sapan da olsa bir cümlede kullanmak müstakbel sermayenize eşsiz bir tat katacaktır. Ha bir de katliamlar var. Kınamadan geçmeyin. Unutmayın ki her kınamanız çekici bir detay olarak ayartacaktır insanları. Ara sıra humaniteden, büyük insanlık idealinden, ortak aklın yemişlerinden dem vurun ki dümeniniz pas tutmasın.
Asla ama asla gerçeği söylemeyin, söyleyenlerin ne halde olduğu size ibret olarak yetmiyorsa, ne haliniz varsa görün. Söylermiş gibi yapın ama söylemeyin, göstermiş gibi yapın ama göstermeyin. Her şeyin “miş”iyle geçiştirin zamanı. En risksiz teknedir bu, sizi bir şekilde karaya ulaştıracaktır.
Reçeteyi daha da uzatabiliriz. Fakat ne gerek! Lüzumundan fazlası karın ağrısı demiş eskiler. Başarı mı istiyorsunuz, alın size temel iskelet. Detayları tıynetinize, yeteneğinize göre şekillendirip devam edebilirsiniz. İşte o vakit üfürüğünüz bile sanat olup çıkacaktır.