Hafız Mahmud Hataylı okuyor; Yetim Kasîdesi

Yetim (El-Yetîm) Kasidesi

Güfte-Beste: Anonim

Türkçe Anlamı

 

Medine-i Münevvere’de, o nurlu şehirde bir bayram sabahı… Varlığı ile kainatın bayram ettiği Hz. Peygamber (s.a.v) bayram namazından çıktı ve bayram sabahı oynamakta olan çocukları gördü ancak bir çocuk vardı ki diğer oynayan çocuklardan ayrı bir yerde duruyor ve ağlıyordu. Bu görüntü karşısında o merhamet ve şefkat kaynağı, Rauf ve Rahim olan Yüce peygamber(sav) çocuğa sordu
– Yavrum seni böyle ağlatan nedir?
Çocuk soruyu soranın kim olduğunu bilmeksizin:
– Benim derdim zaten bana yetiyor. Babam Resulullah’ın gazalarından birinde şehid oldu annem yalnız kalınca bir adamla evlendi o da hayırsız çıktı evimizi aldı, malımızı yedi ve işte şu gördüğün halim: çıplağım, açım, hüzünlü ve düşkünüm. Ne zaman ki bayram geldi ve bayram kıyafetli çocukların oynadığını gördüm, hüznüm tazelendi ve ağladım.
Ümmetinden birisinin en ufak bir mutsuzluğu ile mutsuz olan ve ümmetine çok düşkün bulunan Hazreti Peygamber (sav) çocuğa buyurdular ki:
– Yavrum ister misin ki baban ben olayım, Aişe annen olsun, Fatıma ablan Ali amcan Hasan ve Hüseyin de kardeşlerin olsun… İster misin?
Bu hitabı işiten garibim, şehid çocuğu, konuşanın kim olduğunu anladı da feryat ile:
– Aman ya Resulullah nasıl kabul etmem, nasıl istemem sizi şimdi tanıyabildim..
ve Resulullah hazretleri ile o şehid çocuğu, beraberce el ele hane-i saadete, kutlu eve yöneldiler. Orada yemek yedi ve Resulullah tarafından bayramlık elbiseler giydirildi. Bu yetim çocuğun ismi Buceyr iken Efendimiz (sav) bu ismi “Beşir” olarak değiştirdi. Artık karnı tok, güvende olan Beşir güle oynaya arkadaşlarının yanına gider. O yeni hali ile tekrar oyun oynayan çocukların arasına gittiğinde çocuklar dediler ki: az önce aramızda dikilip duruyor ve ağlıyordun şimdi ne oldu da gülüyor oynuyorsun çocuk onlara cevap verdi:
– Demin açtım; şimdi doydum, çıplaktım; giydirildim, annesiz ve babasızdım; şimdi Resullah gibi bir babaya sahib oldum, Aişe annem oldu Fatıma ablam oldu Ali amcam oldu Hasan ve Hüseyin kardeşlerim oldu nasıl gülmem nasıl bayram etmem…
Çocuklar hep bir ağızdan feryad ettiler:
– Ah keşke bizim de babalarımız Resulullah’ın beraberinde gazaya katılıp da şehid olsalardı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir