Hüseyin Akın
ÖLÜRSEM ÖLÜRÜM
Ölünce unuturuz bildiklerimizi
Uyurken uyanmamayı, görürken görmemeyi mesela
Çivi yazısına döneriz yeniden, parmak hesabına
Hiçbir dükkânda bulunmaz aradıklarımız.
Gökyüzü erkenden kapanır
Son kuruşu da bahşiş veririz
Masada yenildiklerimize
Soyunuruz üst üste giydiklerimizi.
Daha önceden de olurmuş bu
Ölen herkese oluyormuş meydanda kazanıp masada kaybetmek
Dostumuz olurmuş biz ölünce yaşayan herkes
Bir yaşımıza daha girermişiz kaşla göz arasında
Seyrelirmiş yağmur, aklına düşermişiz hancının, kervancının
Bir eksik söylerlermiş ahbaplarımız çayı
Sandalye bir eksik, kaşık bir eksik…
Değirmene koşarmış un, fırına yollanırmış ekmek
Ben mesela bir bir geri veririm yaşadıklarımı ne varsa
Bir tek o kalır, gözlerinin içi
Ben ölürsem haberim olur
Ölürken yolda bir ihtiyar balıkçıdan duyarım onu
Şaşırır kalırım, yaşadığımın delili fotoğrafım
Çekilir kıyılara.
Bir selam olup gelir dedem rahmetli
Ben mesela bir bir geri veririm aldığım kiloları, yaşadığım yaşı
Okuduğum kitapları, ne varsa
Ölürsem çok laf olur
Yeterince yaşamadığımı söyler birileri
Bağrışır mevlithanlar
Dergilerde adım çıkar
Adamakıllı susarım biri bir şey sorarsa
Ölünce ölürüz öldüklerimizi
Yaşanmamış günler, görülmemiş rüyalar, aşklar mesela
Ardımızca gelir bizimle pılı pırtı kap kacak
Yok desinler evde soran olursa bizi
Kapılarda bekliyoruz
Ölüm öcümüzdür bizim, nasıl olsa alınacak
Ben ki yazdıklarımdan öğrendim bunu
Yaşadıklarımı elimden kaçırınca
Biliyorum kabrim kalbim kadar derin olacak