Tanzimat’tan buyana Türk düşüncesi ile Türk şiiri arasında paralel bir gidişat olduğunu görüyoruz. Günümüz dünyasında şiirin ya da edebiyatın Türk düşüncesini ya da Türk siyasetini etkileyen bir tarafı olduğu söylenebilir mi? Böyle bir edebiyatçı tipi kaldı mı? Yoksa suyu sabuna dokunmayan bir edebiyat ortamıyla mı karşı karşıyayız? Şiir neden kendi dar alanına çekildi? Toplumun soy kafaları bugün daha çok ne ile uğraşıyor? Hepsi ve daha fazlası için Prof. Dr. M. Fatih Andı’ya kulak verelim..