Mehmed Safiyüddîn Erhan – Cumhuriyet’in Kuruluşundan Günümüze Vakıf ve Dergâhlarımız

Tekke zaviye ve asitane gibi müesseselerin arasında nasıl bir fark var? Cumhuriyet’in kuruluşlundan günümüze vakıf dergâhların başına neler geldi? Tekke ve Zaviye Kanunundan sonra kapanan dergâhların eşyalarına ne oldu? Eski Eserler Kanunu hangi olaydan sonra çıkarıldı? Kanunun çıkarılmasının temelinde ne var? Eski dergahlarda Miraciyeler nasıl okunurdu? Mehmed Safiyüddîn Erhan Bey ile günümüz vakıf müesseseleri üzerine konuştuk. Mehmed Safiyüddîn Erhan Kimdir? 1954 senesinde Bursa’nın Çatalfırın semtinde sekiz nesildir büyüklerinin ihya ve inşa ettikleri vakıf bir külliyede Bursa Eşrefilerinden Abdulkadir Muhyeddin Eşrefoğlu ile Atıfet Hanım’ın evladı olarak dünyaya gelmiştir. Başbakanlık Eski Arşiv Umum Müdürlüğü muavinlerinden olan amcaları merhum Ziya Eşrefoğlu’ndan tarih kültürü ve şuuru aldı. Bursa’da vaki Mısri Niyazi(k.s) Hazretleri dergâhı evladından eski muallim Fehanüddin Ulusoy’un Tasavvuf tarihine dair vukufundan istifade etti. Asar-ı Nefise erbabı Hezarfen Hasib Mollazade İsmail Sözmez’den klasik sanatlara ve usul-ü mimariye dair çalışma ve tecrübelerinden istifade ile uzun seneler birlikte çalışarak melekelerini artırdı. Kendisine “ideal dostum” tabiriyle iltifatta bulunan Merhum Kazım Baykal ile Eski Eserleri Sevenler Derneğindeki çalışmalara katıldı. Halen vakıf, dergâh, türbe, mescid ve hazirelerindeki restitüsyon projelerinin hazırlanması ve yerinde ihya çalışmalarını tatbiken İstanbul’da, Bursa ve civarında fiilen devam ettirmekte olup çalışmalarında tespit ettiği fotoğraf ve arşivini çeşitli dergi ve kitaplarda neşrederek umumun istifadesine sunmakta, müze ve benzeri yerlerdeki çeşitli eserlerin yaşatılması çalışmalarına devam etmektedir. Kendileri Bursa için olduğu kadar ülkemiz için de duyarlılık sahibi isimlerin en başında gelmektedir. Bunu sadece dile getirmekle yetinmeyen, bizzat yaşatmak için taşın altına elini koyan bir değerdir aynı zamanda. Kendisiyle tasavvufi hayat, medeniyet, Osmanlı Mirası, günümüz mimari anlayışı ve kültürel değerlerimizin erozyonu üzerine geniş bir söyleşi yaptık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir